100. YIL GURURU
"Atatürk'ün Amirali" demişlerdi. Cumhuriyet Donanmasının ilk Denizaltı Filosu Komutanı. Harp Filosu ve Donanma Komutanı.
Göztepe Ortaokulu’nda birinci sınıftaydım.
İlk kez babama sordum:
“Adımı kim koydu?”
Annemin Alkan'ı, kendisinin ise Okan'ı
istediğini söyledi.
Merakım; Optimist sınıfı yelken kursuna gittiğim İstanbul
Yelken Kulübünde duyduğum Şükür Okan isminden kaynaklıydı.
Dikkat kesilmem ise, “Okan” soyadını Mustafa Kemal
Atatürk’ünverdiğini duymuş olmamdan.
“Atatürk'ün Amirali” demişlerdi.
Cumhuriyet Donanmasının ilk Denizaltı Filosu Komutanı.
Harp Filosu ve Donanma Komutanı.
Koramiral Şükür Okan..
Beyaz penye üzerine logo baskılı kulüp tişörtümle, Erenköy'den
Fenerbahçe burnuna kadar süren yolda, her kurs günü, o tişört üniforma
oldu, ben de “Şükür Okan”..
Geçtiğimiz pazar Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümü kutlamalarında benzer bir duyguyu, bu kez çok daha güçlü ve yoğun yaşadım.
Milli Savunma Bakanlığı'nın daveti ile, “Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin jeopolitik dönüşümünü temsil eden” TCG Anadolu’da
Türk donanma tarihinin en büyük resmigeçidine bir grup meslektaşımla tanıklık
ettim.
“30 bin tonluk bu göz kamaştırıcı savunma diplomasisi
aracı”nı yakından görmek ve böylesine önemli bir resmigeçidi “içinde”
izlemek hayli heyecan vericiydi.
Sabah 07.30’da bindiğimiz TCG Anadolu birkaç saat
sonra Sarayburnu’ndan ayrılarak Adalar açıklarına hareket etti.
“Nizam Cumhuriyet” olarak ifade edilen gemilerin
düzen alması için yol alırken, gemiyi detaylı tanıma imkânımız oldu.
TCG Anadolu, üzerinde; ilk uçuş testini
gerçekleştiren ve kısa pistli gemilere iniş kalkış kabiliyetine sahip SİHA
Bayraktar TB3, Türkiye’nin ilk insansız savaş uçağı Bayraktar Kızılelma ve
Deniz Kuvvetleri Komutanlığına ait helikopterleri ile Türk donanmasının en
büyük savaş gemisi.
9 bin 200 metre kare büyüklüğündeki TCG Anadolu; 11
güverte, 6 stoplu uçuş platformu, hangar, hafif ve ağır güvertelerine 4
mekanize çıkarma gemisi konuşlanabilecek havuz bölümü ile gerçekten göz
kamaştırıcı.
Gemi, yakıt ikmali yapmaksızın Türkiye'den Japonya'ya ya da Avusturalya'ya intikal edebilme kabiliyetine sahip.
BİR SÜRPRİZ
Yol boyu güvertesinde seyahat ettiğimiz TCG Anadolu rehberliğinde
İstanbul Boğazı güney-kuzey rotasına hareket eden gemiler sıralanıp
düzen aldığında, bir sürprizin haberi de verildi:
“Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından henüz teslim
alınmayan ama bayrak çekilen Türkiye'nin ilk milli fırkateyni İstanbul
ile denizde ikmal muharebe destek gemisi Derya da resmigeçit için hemen
arkamızda yol almaktaydı.
Sancak (geminin sağı) tarafında ise Pirireis
denizaltısı, diğer denizaltılar ile takibe başlamıştı.
Boğaz geçişine fırkateynler, denizaltılar, korvetler,
karakol gemileri, hücumbotlar, mayın avlama gemileri, akaryakıt gemileri,
amfibi çıkarma gemileri, tank çıkarma gemileri, yardımcı sınıf gemiler, karakol
botları, eğitim botları, SAT botları ve atak botları katıldı.
Bu sırada, faaliyete, Deniz Kuvvetleri Komutanlığından 21'i amiral 1217 subay, 3 bin 826 astsubay, 2 bin 853 uzman erbaş ve er olmak üzere toplam 7 bin 896 personel iştirak ediyordu.
ÇALIŞMAYA YILBAŞINDA BAŞLANDI
"100'üncü Yılda 100 Gemi" adı verilen
faaliyet kapsamında çalışmalar, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargahı'nda
yıl başında başlamıştı.
Planlama emri temmuzda, uygulama emri ise eylülde verilmişti.
Hazırlıklarını tamamlayan ve İskenderun, Mersin, Aksaz,
Foça, Çanakkale, Erdek, Gölcük, Umuryeri ve Karadeniz Ereğli
limanlarından intikal eden unsurlar da, bir gün önce 28 Ekim'de Marmara
Denizi'nde toplanmıştı.
Tarihi geçişi, içtenliği, samimiyeti ve güler yüzü ile
gazetecilerin gönlünde taht kuran Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral
Ercüment Tatlıoğlu, TCG Anadolu’dan sevk ve komuta etti.
Tatlıoğlu haklı gururu, "Bu denli zorlu, detaylı bir çalışma isteyen faaliyeti dünyada çok az sayıda ülkenin donanması gerçekleştirebilir." sözleriyle özetledi.
Yaklaşık 2 saat süren Boğaz geçişi süresince, gemi boyu
selamlama için dizilen personelin (çimariva) hemen arkasından fotoğraf çekmeye
çalışırken, gözlerimden gelen yaşı tutamıyordum.
Salacak, Üsküdar, Beşiktaş ve boğaz hattı boyunca;
kalabalık, coşku ve kırmızı-beyaz sahil şeridi, denizin üstündeki tekneleri,
hatta 15 Temmuz Şehitler Köprüsü üstünde aracından inmiş vatandaşlar görülmeye
değerdi.
Millî duyguların böylesine canlandığı, gururun böylesine okşandığı nadir anlardandı.
Resmigeçit boyunca, Çaka Bey, Barbaros ve hatta bir kez daha “Şükür Okan” olmuştum.