DİGİTÜRK ÜYELERİNİ KANDIRIYOR YETKİLİLERDEN ÇIT YOK
Bu büyüklükte, bu kadar başı bozuk, organizasyon yeteneğinden yoksun bir başka teknoloji şirketi yoktur herhalde..
Tam 44 adım…
Ortalama adım uzunluğunun 60-70 cm olduğu düşünüldüğünde, yaklaşık 29 metre…
Digitürk - beIN MEDIA GRUP Genel Müdürlüğü ile aramızdaki mesafe, sözünü ettiğim...
Camdan seslensem rahatlıkla sesimi duyurabileceğim uzaklıktaki bu şirketin, yayın sıkıntımızı çözmesini iki aydan fazladır dört gözle bekledik.
Keza, benzer süre evde de..
Yakın çevremde de, çok fazla kişi yakınıyor, aynı sıkıntıyı yaşıyor...
Muhtemelen, 2 milyon 460 bin 281 abonenin(*) hemen hepsinin yaşadığı/yaşamakta olduğu gibi...
Kiminle konuşsam, benzer şikayetler:
"Yaklaşık 20 yıldır Digitürk üyesiyiz. Uydu geçiş işlemleri sırasında servis randevum defalarca ertelendi...", "Ekimin ilk günlerinden bu yana, yayın alamıyorum..", "Defalarca yetkili servis yönlendirmelerine rağmen servis hiç gelmedi ve müşteri hizmetlerini her aradığımda yeni randevu oluşturulmasına rağmen ilerleme kat edemedik.."
Vizyonunu; "İyi vakit geçirmek. Gülmek, eğlenmek. Anı güzelleştirmek" şeklinde deklare eden şirket, milyonlara saatleri adeta "zehir etti", ediyor…
Web sayfasına bakarsanız alanında en iddialılardan:
"Üstün teknolojik altyapısı ile gerçekleştirdiği yayınlarla", "Avrupa'nın sayılı dijital yayıncılık platformları arasında."
“Organizasyonsuzluk” ve “teknik beceriksizlikte de”, dünya birincisi..
Sadece "şikayetvar" adlı sitede, 16 bin 549 şikayet mevcut.
Çözüme kavuşan 757..
Müşteri memnuniyeti 5 üzerinden 1,6.
Kendilerinin ya da en azından birkaç yakınlarının da yaşananlardan şikayetçi olduğuna emin olduğum, "Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu" ve “Ticaret Bakanlığı” başta olmak üzere yetkililerin ve kurumların sessiz kalıyor olması da cabası.
Ha, bir de Katar Büyükelçiliği var.
Açıkçası, elçinin yerinde olsam sorardım, "Bu nedir arkadaş?"
Malum, sahibi beIN Media Group..
Al Jazeera Media Network'ün sahibi olduğu Nasır el-Halifi tarafından 1 Ocak 2014'te kurulan Katarlı eğlence şirketi.
Merkezi Katar'ın Doha şehrinde..
Üst yöneticisi Yousef Al-Obaidly.. Yönetim Kurulu Başkanı Nasser Ghanım Al-Khelaifi..
Yönetim Kurulu'nda başkan dahil toplam 5 Katarlı bulunuyor.
Yetkilileri arasında ise, sadece bir Türk… O da sınırlı yetkiyle; Murat Taner Senseven..
***
TELEFONDA OYALAMA TAKTİĞİ
Gelelim yaşananlara..
Yaz aylarının ortası…
Ekranda beliren "Önemli Bilgilendirme!" başlığı altında, 15 Kasım 2022 itibari ile Eutelsat uydu hizmetinin sona ereceği ve tüm yayınların yerli ve milli uydu Turksat üzerinden üyelere ulaştırılacağı belirtildi.
Kanallarda hata alınması halinde, teknik servislerinin geçiş işlemini tamamlaması gerektiği ve yayınların hemen açılması ve "ücretsiz teknik servis" randevusunun oluşturulması istendi.
Benim gibi, muhtemelen tüm üyeler gereğini yerine getirdiler.
Sonrası..
Vahim.. Hatta tam bir aldatmaca..
İlk zaman, birkaç günde bir aranmak ve birlikte kurulum yaptırılmak suretiyle çözüm arandı. En azından ben öyle zannettim..
Her seferinde, "ama ben bu işlemi yapmıştım" dememe karşın, “bir kez daha yapalım” tekrarları yaşandı.
Her konuşma, "tamam teknik servis kaydınızı oluşturuyoruz" sözleriyle sonlandı.
Ne teknik servis, ne arayan, ne soran..
Akabinde zaman zaman aranmalar ve tekrara düşen aynı sözler..
Her seferinde bir kez daha, hatta bir kez daha oluşturulan, bir türlü sonu gelmeyen teknik servis randevuları:
"X günü gelecekler. Gelmeden hemen önce de arayacaklar.."
Ne gelen, ne arayan, ne soran?..
Sadece konuşmalara eklenen, “3 Şubata kadar ücretsiz yayın ve fatura bedellerinin alınmayacağı” ifadeleri..
***
..AMA ÜCRETSİZ DENMİŞTİ
Dayanamadım, genel müdürlüğün hemen karşısındaki teknik servis yetkilisine gittim..
Aldığım cevap, "haklısınız, kaydınızı buradan da girelim.” oldu.
İlgilinin yardımıyla hem ofis, hem ev için kayıtlar açıldı.
Bir kez daha, randevu için arandım..
Sonraki hafta gelineceği söylendi.
Amma.. Süreç malum..
Gelen de yok, soran da..
Nihayetinde, geçtiğimiz günlerde ofise bir servis getirtmeyi başardım.
Gelen yetkili 10 dakika gibi bir sürede yayınları düzeltti, ayrılırken de "LNB değişti" gerekçesiyle 150 TL. tahsil etti.
Ücret ödenmemesi gerektiği söylenmiş olsa da, ödemeyi yaptık..
"LNB, arıza yapmış olmalı." diye düşünmüştük.
Bu kez eve gelen servis için arandım.
Karşımdaki ses, çok verim alamayacağımızı söyleyerek, LNB'nin değiştirmesi gerektiğini söylüyordu:
"Lakin 270 TL bir ücreti var.."
Dayanamadım, "böyle bir ücreti ödemeyeceğimi, eğer olmuyorsa da üyeliğimi iptal ettireceğimi" söyledim..
LNB değişti, ücret de alınmadı.
Kendimce, "ücretsiz" olduğu söylense de, Digitürk’ün böyle bir tahsilat yöntemi bulduğunu düşünmeden edemedim.
Bunu yapan servis görevlisi olamazdı. Olsa da en fazla bir kişi bunu yapabilirdi..
Farklı yerlerde, farklı servislerden de aynı sözleri duymazdık, duyamazdık..
***
MAĞDUR OLMANIZ ÖNEMLİ DEĞİL
Kısaca, klasik bir Türkiye vakasını yaşıyoruz şu günlerde bir kez daha.
Bu büyüklükte, bu kadar başı bozuk, organizasyon yeteneğinden yoksun bir başka teknoloji şirketi yoktur herhalde..
"Nasıl olsa ses çıkaran yok." diyerek, iki ay ücretsiz yayın ve fatura almamakla çözüme kavuşacağını düşünen, aynı kafalar da..
Özel şirket, “nasılsa kimse ses çıkartamaz” diyen de..
Sizin, habersiz, eğlencesiz kalmanız, yitip giden zamanınız.. Çok da önemli değil.
Evde yalnız yaşıyor olmanız, tek eğlencenizin televizyon olması vb. de..
Bedava yayın, bir kaç tatlı söz..
Aynı, “kandırırız nasıl olsa” kafası..
Umuyorum; dilimizden düşürmediğimiz yeni Türkiye'de; bu duruma, milyonların böylesi mağduriyetlerine ses çıkaracak birkaç kurum ve yetkili vardır..
(*) Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun (BTK) 2022 yılı 2. çeyrek pazar verileri raporu