UNUTMUŞTUK GOOGLE HATIRLATTI, DIŞİŞLERİ DE GEREĞİNİ YAPTI..
"Yaklaşık iki asırdır kendi hikayelerimizi ve masallarımızı unuttuk. Başkalarının masalları içerisinde kendimize bir yer aradık. Başkalarının kahramanlarını kendi kahramanlarımızla karşılaştırıp, bizim niye böyle kahramanlarımız yok diye adeta kendi kendimizi kahrettik."
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü - Büyükelçi İbrahim Kalın'ın sözlerine katılmamak mümkün değil..
Amma velakin..
Tam da ifade edildiği gibi, kahramanlarımız, iki kadın..
Her ikisi de adını tıp tarihine altın harflerle yazdıran isimler..
Biri, dünyanın ilk “kadın” doktoru..
Adına onlarca makale yazılan, kitaplara konu olup, hayatı sinemaya aktarılan, Margaret Ann Bulkley..
Diğeri, Türkiye’nin ilk -diplomalı- “kadın” doktoru..
Geçtiğimiz ayın ikisinde Google ana sayfasında 127. yaş günü için hazırlanan "doodle" ile hatırladığımız, -pek çoğumuzun varlığını dahi yeni öğrendiği- Hatice Safiye Ali..
MARGARET ANN BULKLEY
Tarihte tıp diploması alan ilk kadın olarak Elizabeth Blackwell kayda geçse de, ondan 40 yıl önce doğan ve o doğmadan 9 sene önce tıp diploması alan bir kadın daha vardı, Margaret Ann Bulkley, nam-ı değer Dr. James Barry..
Hayatı boyunca erkek kılığında gezmek zorunda kalan, mezun olduğu 1849 yılında her ne kadar o dönemde kimse tarafından bilinmese de, Batı tarafından kabul edilen ‘dünyanın ilk kadın doktoru..’
Doktor sıfatıyla 1813 yılında İngiltere Ordusu’nda göreve başlayan Dr. Bulkley, 25 Temmuz 1865 yılında hayata veda etti.
76 yaşında ölen Bulkley’in son isteği, üzerinde bulunan kıyafetler çıkarılmadan hızlı bir şekilde gömülmekti. Fakat bu istek yerine getirilmedi ve böylelikle doktorun aslında kadın olduğu gerçeği anlaşıldı. Yapılan incelemede vücudunda, doğum yaptığına dair izler olduğu da görüldü.
Sırrın ortaya çıkışı İngiliz Ordusu’nda da birçok tartışmaya yol açtı. Yaklaşık 50 yıl boyunca bir kadını görevlendirmelerinin “büyük bir utanç kaynağı olduğu” kabul edildi. Bu nedenle de Hükumet ve Ordu yetkilileri, konu ile ilgili belgelerin açıklanmasını 100 yıl boyunca yasaklayarak bu belgelere ulaşılmasına engel oldu.
Margaret Ann Bulkley’nin sırrını ilk gün yüzüne çıkaran ise, 1958’de İngiliz Deniz Harp Dairesi arşivlerinde inceleme yapan Tarihçi Isobel Rae oldu. Kişisel hayatı ve geçmişi ile ilgili detayları ise Cape Town’dan bir doktor olan Michael du Preez aktardı. Hikâyenin açığa çıkmasının ardından Bulkley’nin ilk biyografisini de Rae yazdı.
SAFİYE ALİ
Haziran 1923'te “Türkiye'nin ilk kadın doktoru” olarak icazetnamesini alan, kız öğrencilere tıp eğitimi veren “ilk kadın öğretim üyesi” Safiye Ali..
Ömrünün yarısı Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde, diğer yarısı ise genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk dönemlerinde geçmiş olan Safiye Ali Almanya’ya giden “ilk kadın öğrencilerden.”
Sultan Abdülaziz ve II. Abdülhamid’in yaverlerinden Ali Kırat Paşa ile Mekke’de 17 sene şeyhülislamlık yapmış olan Şamlı Hacı Emin Paşa’nın kızı Emine Hasene Hanım’ın çocuğu olan Hatice Safiye Ali, küçük yaşlardan itibaren edebiyata, müziğe ve yabancı dile ilgi duydu. Öyle ki, henüz 16 yaşında iken yedi dili konuşup yazar hale geldi.
Hilal-i Ahmer Cemiyeti Kadınlar Merkezi ve Himaye-i Etfal Cemiyeti Süt Damlası Müessesesi’nde doktorluk ve müdürlük de yapan Safiye Ali, o günlerde üç uluslararası kongrede Türkiye’yi temsil etti.
Kadınların siyasi haklarının kazanılması için Türk Kadınlar Birliği aracılığı ile kadın hareketlerine üye olan Safiye Ali, Cumhuriyet Halk Fırkası adına mebus adayı gösterilerek siyasete de adım attı.
Baskın karakteriyle bilinen Safiye Ali, göz hastalıkları uzmanı Ferdinand Krekeler’le hayatını birleştirirken, eşinin Müslümanlığı kabul ederek, adını Ferdi Ali Kerekler olarak değiştirmesini sağladı.
1928 yılında kansere yakalanan Safiye Ali, tedavi için gittiği Almanya’da geçirdiği başarılı operasyonlar sonrası Dortmund’a yerleşip mesleğine devam etti.
Safiye Ali, 5 Temmuz 1952 günü hayata veda ederek, Dortmund’da defnedildi.
GOOGLE’DAN SONRA BAŞKONSOLOSLUK DEVREDE
Google’ın hatırlatmasının ardından, mezar yerinin bilinmediği fark edilen Safiye Ali’nin kabri ile alakalı, Türkiye'nin Essen Başkonsolosu Şener Cebeci harekete geçti. Dortmund Türk Dernekler Birliği Platformu Sözcüsü Emre Güleç’in de takibiyle Safiye Ali'nin mezarı bulundu.
Müjdeli haber, geçtiğimiz 5 Şubat günü, T.C. Essen Başkonsolosluğu Facebook hesabından paylaşıldı:
"Ülkemizin ilk kadın tıp doktoru Safiye Ali’nin Dortmund’da bulunan mezar yeri tespit edilmiştir. T.C. Essen Başkonsolosluğu’nun girişimiyle, Dortmund Türk Dernekleri Platformu ve Dortmund Büyükşehir Belediyesi’nin iş birliğiyle de Safiye Ali’nin mezar yerinin tam olarak nerede olduğu belirlendi. Anılan kurumlara teşekkür ediyoruz. Doktor Safiye Ali’nin mezarı ile ilgili düzenlemeler konusunda Dortmund’daki paydaşlarımıza birlikte bir çalışma yapılması öngörülmektedir."
KAHRAMANLARA SAHİP ÇIKMAK
Bir yanda, kimliğini gizlemek zorunda kalan, erkek kılığında ilk kadın doktor Margaret Ann Bulkley ile kadın olarak ilk tıp diplomasını alan ancak 1900’lü yılların başına kadar doktorluk yaptırılmayan Elizabeth Blackwell, Batı’nın/modern dünyanın ‘kahramanları’..
Diğer yanda, adları altın harflerle tarihe not düşülen; -1465’de cerrah Şerefeddin Sabuncuoğlu tarafından kaleme alınan Cerrahiyyetü’l-Haniyye isimli eserden öğrendiğimiz- Fatih Sultan Mehmed döneminin kadın doktorları ile 1622 - 24 yılları arasında yeniçeriler dahil birçok kişiyi ameliyat eden Cerrahe Küpeli Saliha Hatun..
Ve Safiye Ali ile bizim ‘kahramanlarımız’.
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Huzur’da söylediği gibi, ‘Biz masalı olan insanlarız galiba.’
Yarın, “Dünya Kadınlar Günü”.. Saygı, minnet, rahmet ve dualarla andığımız "Türkiye'nin Öncü Kadınları"na selam olsun..
DİP NOT YERİNE
Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı 2018 tarihli Türkçe (5-6-7-8.sınıf), Sosyal Bilgiler (5-6-7.sınıf), T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük (8.sınıf) ders kitaplarında toplam 21 kadın kahraman, 28 kez -birçoğu sadece isim olarak- yer alıyor.(*)
Uzmanların birleştiği ortak görüş, kadın kahramanların ders kitaplarında sadece isim olarak geçmeyip, haklarında yeterli miktarda bilgi verilerek tanıtılmalarının öğrencilere kazandırılabilecek değerler açısından çok önemli olduğu yönünde. Hayali kahramanlar ve kurmaca metinler yerine tarihimizde yaşamış gerçek kahramanlara ve gerçek olayları konu edinen metinlere ihtiyacı bulunduğu da ikinci husus.
(*) Ders kitaplarında yer alan kadın kahramanlar: Mihrişah Valide Sultan, Gevher Nesibe Hatun, Ayşe Hafsa Sultan, Ayşe Hatun, Nilüfer Hatun, Fatma Bacı, Nene Hatun, Şerife Bacı, Kara Fatma (Fatma Seher Erden), Halime Çavuş (Halime Kocabıyık), Nezahat Onbaşı (Nezahat Baysel), Safiye Ali, Melek Reşit Hanım (Melek Ronabar), Sabiha Gökçen, Halet Çambel, Jale İnan, Afet İnan, Nüzhet Gökdoğan, Tansu Çiller, Sadiye Ardahan, Gül Esin (Gülkız Ürbül).
Bu arada, 13. yüzyılda güçlü bir toplumun gelişmesine katkı sunan Fatma Bacı'nın “dünyanın ilk kadın sivil toplum örgütü” Bacıyân-ı Rûm'un (Anadolu Bacılar Teşkilatı) kurucusu olduğunu da hatırlatalım.